sonrada

listen to the pronunciation of sonrada
التركية - الإنجليزية
then
At the time that; when

Than the knyght sawe hym lye soo on the ground, he alyght and was passynge heuy, for he wende he had slayne hym .

Obsolete spelling of than
being so at that time
at that time

He was happy then.

that time

It will be finished before then.

You use then at the end of a topic or at the end of a conversation. `I'll talk to you on Friday anyway.' --- `Yep. Okay then.'
in that case or as a consequence; "if he didn't take it, then who did?"; "keep it then if you want to"; "the case, then, is closed"; "you've made up your mind then?"; "then you'll be rich
(adv ) gormot, gohrmoht
at the same time; on the other hand
in that case
three errors are common
afterwards
You use then in conversation to indicate that what you are about to say follows logically in some way from what has just been said or implied. `I wasn't a very good scholar at school.' --- `What did you like doing best then?'
now and then: see now there and then: see there. used when mentioning the person who had a particular job, title, or position at a time in the past
at a specific prior time; "the then president"
that time; that moment; "we will arrive before then"; "we were friends from then on"
at a later time, often as an effect -- " Hong Kong for three days, then visited his nine relatives in Singapore " (175)
next in order; in addition
sonra
after

After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated. - Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.

Is there a flight in the afternoon? - Öğleden sonra bir uçuş var mı?

sonra
later

Did the error occur right from the start or later on? - When? - Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

One more person will be joining us later. - Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.

sonra
afterward

She was very well before lunch, but felt sick afterward. - O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.

I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward? - Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?

sonra
post

He postponed leaving for Hokkaido until next month. - Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.

The book was published posthumously. - Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.

sonra
then

Dima slept with 25 men in one night and then killed them. - Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.

sonra
afterwards

If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage. - Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.

I'll explain afterwards. - Daha sonra açıklayacağım.

sonra
otherwise

Don't waste your youth, otherwise you'll regret it later. - Gençliğini boş harcama, aksi durumda daha sonra pişman olursun.

sonra
forth
sonra
in
sonra
(İnşaat) sonar
sonra
and later

She looked like a teacher, and later I found that she actually is one. - O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.

sonra
in future
sonra
post-

In the post-War period, up until 1975, Emperor Showa prayed at the Yasukuni Shrine a total of 8 times. - Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.

After returning from war, many soldiers show signs of post-traumatic stress syndrome. - Savaştan döndükten sonra birçok asker travma sonrası stres sendromu belirtileri gösteriyor.

sonra
epi-
sonra
then by
sonra
onwards
sonra
thereafter
sonra
since

Things haven't been the same around here since Tom left. - Tom gittikten sonra buralarda her şey aynı olmadı.

I haven't been back here since that unfortunate incident. - Ben o talihsiz olaydan sonra burada tekrar bulunmadım.

sonra
{f} next

What time does the next train leave? - Sonraki tren ne zaman ayrılacak?

I'm getting off the train at the next stop. - Sonraki durakta trenden ineceğim.

sonra
and

We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore. - Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.

sonra
the then
sonra
after it
sonra
what follows, the rest: İşin sonrası kolay. The rest of the job's easy
sonra
subsequent to
sonra
after: ondan sonra after that
sonra
subsequently

Tom was subsequently arrested. - Tom daha sonra tutuklandı.

Sami was subsequently murdered. - Sami daha sonra öldürüldü.

sonra
sequel
sonra
otherwise, or else
sonra
later, afterwards, then
sonra
after; afterwards; later; then; in future; otherwise
sonra
following

She married him the following year. - Bir sonraki yıl o onunla evlendi.

Parts of the city looked like a disaster zone following the storm. - Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi.

sonra
a later time: Bunu sonraya bırakmalı. This ought to be left for a later time
sonra
epi
التركية - التركية

تعريف sonrada في التركية التركية القاموس.

Sonra
(Osmanlı Dönemi) BA'DE
sonra
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir: "Evvela arabada, sonra sundurmada uyuyup dinlendiğime fena etmiştim."- R. N. Güntekin
sonra
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir
sonra
Yoksa, aksi hâlde
sonra
Daha uzak ve ileri bir yerde: "Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık."- R. N. Güntekin
sonra
Arkadan gelen bölüm veya zaman
sonra
Daha uzak ve ileri bir yerde
sonra
Daha ileri bir zamanda, müteakiben: "Hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim."- A. İlhan
sonra
Daha ileri bir zamanda, müteakiben
sonra
(Osmanlı Dönemi) sümme
sonra
müteakip
sonrada
المفضلات