Unfortunately, Tom isn't the one who has the final say on this.
- Ne yazık ki, Tom bununla ilgili son sözü söyleyen kişi değil.
Unfortunately, Fadil doesn't have a final say on this.
- Maalesef, Fadil'in bu konuda son sözü yok.
Charlie decided to cross out the last word.
- Charlie, son sözü iptal etmeye karar verdi.
Tom is the kind of person who always has to have the last word.
- Tom her zaman son sözü söylemek zorunda kalan insan türüdür.
Tom said you have the final say.
- Tom senin son söze sahip olduğunu söyledi.
Unfortunately, Fadil doesn't have a final say on this.
- Maalesef, Fadil'in bu konuda son sözü yok.
The final decision rests with the students themselves.
- Son söz öğrencilere kalmış.