Nevertheless, I'm immensely proud.
- Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum.
It bothers me immensely.
- Bu beni son derece rahatsız ediyor.
This mission is highly secret and extremely dangerous.
- Bu misyon oldukça gizli ve son derece tehlikeli.
I would highly recommend it.
- Bunu son derece tavsiye ederim.
He is tremendously handsome.
- O, son derece yakışıklıdır.
It's tremendously exciting.
- Bu son derece heyecan verici.
Drive with the utmost care.
- Son derece dikkatli sür.
This is a matter of the utmost gravity.
- Bu son derece bir yerçekimi sorunudur.
I desperately need a car.
- Bir arabaya son derece ihtiyacım var.
Volunteers are desperately needed.
- Gönüllülere son derece ihtiyaç vardır.
I have much studied both cats and philosophers. The wisdom of cats is infinitely superior.
- Hem kedileri hem de filozofları çok inceledim. Kedilerin bilgeliği son derece üstündür.
Doing anything no matter how small is infinitely better than doing nothing.
- Ne kadar küçük bir şey yaparsan yap hiçbir şey yapmamaktan son derece daha iyidir.
I thought that went exceedingly well.
- Onun son derece iyi gittiğini düşünüyordum.
We're exceedingly proud of you.
- Seninle son derece gurur duyuyoruz.
Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
Tom is extremely thankful to Mary for her help.
- Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
Sami became enormously successful as a developer.
- Sami bir geliştirici olarak son derece başarılı oldu.
Tom seems to be extremely uncomfortable.
- Tom son derece rahatsız görünüyor.
Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
Tom is extremely busy now.
- Tom şimdi son derece meşgul.
She is a most gracious neighbor.
- O, son derece nazik bir komşudur.
The soup is terribly hot.
- Çorba son derece sıcak.
Oh, I'm terribly sorry.
- Oh, son derece üzgünüm.
It's awfully cold today.
- Hava bugün son derece soğuk.
I was awfully confused by his question.
- Onun sorusuyla kafam son derece karıştı.
Tom is deadly serious.
- Tom, son derece ciddidir.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
She strongly resembles her grandmother.
- Son derece büyükannesine benzer.
I strongly suspected that he had been lying.
- Onun yalan söylediğinden son derece şüphelendim.
Tom is exceptionally handsome.
- Tom son derece yakışıklıdır.
Mary is an exceptionally beautiful girl.
- Mary son derece güzel bir kız.
The last few days have been terribly busy for both of us.
- Son birkaç gün ikimiz içinde son derece yoğundu
Last night was exceptionally cold.
- Dün gece son derece soğuktu.
Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.
- Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
Tom became deeply interested in art history.
- Tom sanat tarihi ile son derece ilgilenmeye başladı.