الإنجليزية - التركية
تعريف something very formidable or dangerous في الإنجليزية التركية القاموس.
- dragon
- ejder
Ejderhalar ateşte doğarlar.
-The dragons are born in the fire.
Ejderhalar hayali hayvanlardır.
-Dragons are imaginary animals.
- dragon
- cadaloz kocakarı
- dragon
- şirret kadın
- dragon
- {i} sinirinden kuduran kimse
- dragon
- {i} hiddetli kimse
- dragon
- {i} ejderha
Ejderhalar hayali hayvanlardır.
-Dragons are imaginary animals.
Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.
-The brave knight saved the beautiful princess from the evil dragon.
- dragon
- (Askeri) TANKSAVAR SİLAHI: Tanklara ve müstahkem veya yerleştirilmiş ağır silahlara karşı takım seviyesinde kullanılan gövde (füze ve lançer) ve takip cihazından oluşan taşınabilir orta menzilli tanksavar silahı
- dragon
- {i} dragon
- dragon
- {i} gözleri çakmak çakmak olmuş kimse
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف something very formidable or dangerous في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- dragon
something very formidable or dangerous
الواصلة
some·thing ve·ry for·mi·da·ble or dan·ger·ousالتركية النطق
sʌmthîng veri fôrmıdıbıl ır deyncırısالنطق
/ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈverē ˈfôrmədəbəl ər ˈdānʤərəs/ /ˈsʌmθɪŋ ˈvɛriː ˈfɔːrmədəbəl ɜr ˈdeɪnʤɜrəs/
Resimler
المفضلات