Bill ayartmaya direndi.
- Bill resisted the temptation.
Sami ayartmaya karşı koyamadı.
- Sami couldn't resist the temptation.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.
- I can resist everything but temptation.
Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.
- Young men are prone to fall into temptation.
Şeytana uymaya teslim olmamalısın.
- You shouldn't give in to temptation.