something considered trivial enough to ignore

listen to the pronunciation of something considered trivial enough to ignore
الإنجليزية - التركية

تعريف something considered trivial enough to ignore في الإنجليزية التركية القاموس.

detail
{i} detay

Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum. - Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.

Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler. - Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.

detail
{i} ayrıntı

Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın? - Will you explain the last part in detail?

Onu daha ayrıntılı olarak açıklayabilir misiniz? - Would you explain it in more detail?

detail
(Askeri) HİZMET POSTASI, HİZMET GRUBU: Belirli ve genel olarak, geçici bir göreve ayrılan personel
detail
{f} özel göreve vermek
detail
hususi bir işe ayrılan asker takımı
detail
detaya girmek
detail
detaylandırmak
detail
{i} detaylar

Tom detayları hatırlayamadı. - Tom couldn't recall the details.

Lütfen bana kaza detayları veriniz. - Please give me the details of the accident.

detail
{i} özel göreve verme
detail
{i} ask. özel bir iş için seçilmiş grup, müfreze
detail
{f} detayına girmek
detail
tafsilatıyla anlatmak
detail
{f} ayrıntılı anlatmak
detail
ayrıntıla

Bana onun ayrıntılarını verin. - Give me the details of it.

Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum. - Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.

detail
{i} ayrıntısıyla uğraşma
detail
(isim) ayrıntı, detay, detaylar; ayrıntısıyla uğraşma; ayrıntılı plân; özel göreve verme
detail
hususi bir işe tahsis etmek
detail
ayrıntılar

Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum. - He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.

Ayrıntıları bilmiyorum. - I don't know the details.

الإنجليزية - الإنجليزية
detail
something considered trivial enough to ignore

    الواصلة

    some·thing con·sid·ered tri·vi·al e·nough to ig·nore

    التركية النطق

    sʌmthîng kınsîdırd trîviıl inʌf tı îgnôr

    النطق

    /ˈsəmᴛʜəɴɢ kənˈsədərd ˈtrəvēəl ēˈnəf tə əgˈnôr/ /ˈsʌmθɪŋ kənˈsɪdɜrd ˈtrɪviːəl iːˈnʌf tə ɪɡˈnɔːr/
المفضلات