Para gerçekten ödenildi mi?
- Was the money actually paid?
Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.
- Tom says he has actually seen a ghost.
Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın.
- Hey! This is not the right place. You should contact the actual national coach for information regarding this.
Bunun doğru olduğunu gerçekten düşünüyor musun?
- Do you actually think that's true?
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
- Tom doesn't actually live within Boston city limits.