Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Çok sayıda ekonomist, o gerçekten habersiz.
- Many economists are ignorant of that fact.
Olay hakkındaki tüm gerçekler bilinene kadar bekleyin.
- Wait until all the facts in the case are known.
Olay onun dürüstlüğünü kanıtlıyor.
- The fact proves his honesty.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Yukarıdaki metin konuyla ilgili kesin bilgiler içermiyor.
- The text above contains no accurate facts on the matter.
Size gerçeklerle ilgili bilgi verdi mi?
- Did he acquaint you with the facts?