something, or an amount, poured

listen to the pronunciation of something, or an amount, poured
الإنجليزية - التركية

تعريف something, or an amount, poured في الإنجليزية التركية القاموس.

pour
{f} dökmek

Votka içmek için yeni moda tarzı onu doğrudan göz yuvasına dökmektir. Ancak, böyle yapmak ciddi olarak görüşünüze zarar verebilir. - The new trendy way to drink vodka is to pour it directly into your eye socket. However, doing so could seriously damage your vision.

pour
{f} akıtmak
pour
(Gıda) çay koymak
pour
koymak (içecek)
pour
koymak (çay vb)
pour
dökülmek
pour
şakır şakır yağmak
pour
akmak
pour
boşalt

Heyecanlı kalabalık stadyumu boşalttı. - The excited crowd poured out of the stadium.

Durmaksızın hepsini bana boşalttı. - She poured me all of it without stopping.

pour
(çay/vb.) koymak
pour
Hepsi bir arada gelir po
pour
{f} bardaktan boşanırcasına yağmak
pour
dokülmek
pour
{f} dökülmek (kalıba)
pour
{i} şiddetli yağmur

Sabah saatlerinde şiddetli yağmur yağıyordu. - It was pouring rain all morning long.

Üç gün şiddetli yağmur yağdı. - It poured for three days.

pour
dökülen miktar
pour
{f} yağdırmak
pour
{i} akış
الإنجليزية - الإنجليزية
pour

Over this time period, the first concrete pour has not only lost workability but has started to set so that it is no longer affected by the action of a vibrator.

something, or an amount, poured
المفضلات