someone who can find paths through unexplored territory

listen to the pronunciation of someone who can find paths through unexplored territory
الإنجليزية - التركية

تعريف someone who can find paths through unexplored territory في الإنجليزية التركية القاموس.

guide
{f} rehberlik etmek

Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır. - There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.

Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim. - I went with them so that I could guide them around Nagasaki.

guide
{i} rehber

Arkadaşım rehberimiz olacak. - My friend will be our guide.

O, saraya kadar bana rehberlik yaptı. - She guided me to the palace.

guide
tırnak
guide
{f} yönlendirmek
guide
{f} götürmek
guide
kılavuzluk etmek
guide
{f} rehberlik et

Tom ormanda bize rehberlik etti. - Tom guided us through the woods.

Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim. - I went with them so that I could guide them around Nagasaki.

guide
{i} kılavuz

Şehre bir kılavuz nereden satın alabilirim. - Where can I buy a guide to the city?

Ben sizin için bir kılavuz olarak hareket edeceğim. - I'll act as a guide for you.

guide
{i} model
guide
işaret etmek
guide
{f} sevketmek
guide
(Tıp) Oluklu sonda
guide
{i} rehber kitabı, rehber
guide
{i} örnek
guide
{f} öncülük etmek
guide
{i} danışman
guide
{f} yönetmek, idare etmek
guide
(Askeri) HİZAYA GELMEK, İSTİKAMETE GELMEK: Yürüyüşte diğer bir şahıs, birlik veya cisimden, yerine göre, hizaya gelmek veya istikamet almak. Ayrıca bakınız: "alignment"
الإنجليزية - الإنجليزية
guide
pathfinder
scout
someone who can find paths through unexplored territory

    الواصلة

    some·one who Can find paths through un·ex·plored Ter·ri·to·ry

    التركية النطق

    sʌmwʌn hu kın faynd pädhz thru ʌnîksplôrd terîtôri

    النطق

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o kən ˈfīnd ˈpaᴛʜz ˈᴛʜro͞o ˌənəkˈsplôrd ˈterəˌtôrē/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː kən ˈfaɪnd ˈpæðz ˈθruː ˌʌnɪkˈsplɔːrd ˈtɛrɪˌtɔːriː/
المفضلات