Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.
- There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.
Bir erkek timsah bir dişi köpeği yedi.
- A male crocodile ate a female dog.
Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
O ilk Japon kadın astronot olacak.
- She will be the first female Japanese astronaut.
Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.
- The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.
Şu anda hiçbir şey yolunda gitmiyor; ailenin dişileri bana karşı birleşmişler.
- At present, nothing goes smoothly; the Females of the Family are united against me.
Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
- The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
- Tom has a lot female friends.