Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.
- Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.
Sami, Leyla'yı yatakta bir başkasıyla buldu.
- Sami found Layla in bed with someone else.
Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir.
- My native language is a foreign language for someone else.
Bu belki artık bir başkasının sorunu olmayabilir.
- This may end up being somebody else's problem.
Benim başkası olduğumu düşündükleri açık.
- It's clear they thought I was somebody else.
My mother's cooking is something else!.
Fred has had so much trouble recently that we ought to be grateful we're not in his shoes.
... in time, you cannot change your own past, you're changing someone else's past in another ...
... being watched all the time in some abstract way." And someone else might say, "Yeah, but ...