someone (or something) who is loved; a darling

listen to the pronunciation of someone (or something) who is loved; a darling
الإنجليزية - التركية

تعريف someone (or something) who is loved; a darling في الإنجليزية التركية القاموس.

precious
{s} pahalı
precious
değer

Altın tüm metallerin en değerlisidir. - Gold is the most precious of all metals.

Su da hava kadar değerlidir. - Water is as precious as air.

precious
nadide
precious
ağır
precious
{s} büyük
precious
kıymetli

Altın demirden daha kıymetlidir. - Gold is more precious than iron.

Babamın o zaman söylediği kıymetli. - My father used to say that time is precious.

precious
{s} aziz
precious
çok

Tüm çoraplar çok değerlidir. - All socks are very precious.

Bu kitaplar bizim için çok değerli. - These books are very precious to us.

precious
precious metals altın ve gümüş gibi kıymetli madenler
precious
ziyadesiyle
precious
(sıfat) değerli, kıymetli, aziz, pahalı, büyük, aşırı ince, çok, yapmacıklı
precious
can
precious
{s} yapmacıklı
precious
müşkülpesent
precious
{s} k.dili. rezil. z., k.dili. çok, pek: There is precious little time left
precious
{s} aşırı ince
precious
dili çok
precious
çok pahalı
الإنجليزية - الإنجليزية
precious
someone (or something) who is loved; a darling
المفضلات