Bir şekilde seni eve götürmek zorundayız.
- We have to get you home somehow.
Saat altıya kadar bir şekilde onu yaptırmalıyım.
- I must have it done somehow by six.
Her nasılsa, farklı görünüyorsun.
- Somehow, you look different today.
Bay Jackson her nasılsa Tom'un benim için ev ödevimi yaptığını biliyordu.
- Mr. Jackson somehow knew that Tom had done my homework for me.
Her nasılsa Tom'un bir barmen olarak çalışmasını hayal bile edemiyorum.
- Somehow I can't picture Tom working as a bartender.
Her nasılsa, farklı görünüyorsun.
- Somehow, you look different today.
Her nedense farklı görünüyorsun.
- You look different somehow.
Her nedense bana karşı öfkeliydi.
- She was somehow incensed against me.
Her nedense bana karşı öfkeliydi.
- She was somehow incensed against me.
Her nedense farklı görünüyorsun.
- You look different somehow.
Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.
- Tom somehow managed to swim across the river.
Bir yolunu bulup ormanı geçeceğiz.
- We will get through the jungle somehow.
Although youngest of the familly, he has somehow or other got the entire management of all the others. -Sir W. Scott.
... would somehow inhibit you from wanting to be part of a startup ...
... somehow make those archives available as replacements, ...