Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
- I have studied Psychology to some extent.
Bir ölçüde Japonca konuşur.
- She speaks Japanese to some extent.
Fadıl, bir dereceye kadar Leyla'ya olanlardan sorumluydu.
- Fadil was responsible to some extent to what happened to Layla.
Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz.
- To some extent, you can control the car in a skid.
Bir yere kadar seninle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to some extent.
Bir yere kadar seni anlayabilirim.
- I can understand you to some extent.
... so understanding that to some extent human ...