Tom put a worm on the hook.
- Tom çengele bir solucan taktı.
Even worms are bought for medical research.
- Solucanlar bile tıbbi araştırma için satın alındı.
“Everything is possible”, the boy from Dollbergen said, tying his shoe with an earthworm.
- Dollbergen'li çocuk ayakkabısını bir solucanla bağlarken, Her şey mümkün dedi.
Tom said that he'd give me thirty dollars if I ate an earthworm.
- Tom, bir solucan yediğim takdirde bana otuz dolar vereceğini söyledi.