Tom put a worm on the hook.
- Tom çengele bir solucan taktı.
The bird was looking for worms.
- Kuş solucanları arıyordu.
The earthworm wriggled when I touched it.
- Solucan ona dokunduğumda kıvrıldı.
Tom said that he'd give me thirty dollars if I ate an earthworm.
- Tom, bir solucan yediğim takdirde bana otuz dolar vereceğini söyledi.