sohbet etmek

listen to the pronunciation of sohbet etmek
التركية - الإنجليزية
converse

It was nice to converse with her. - Onunla sohbet etmek güzeldi.

commune
chat

She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me. - O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.

Bill and John like to get together once a month to chat. - Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

cose
talk

It was good chatting like old times. Let's talk again some time. - Eski günlerdeki gibi sohbet etmek iyiydi. Bir ara yine konuşalım.

We want to talk with you. - Seninle sohbet etmek istiyoruz.

hash out
converse with

It was nice to converse with her. - Onunla sohbet etmek güzeldi.

socialize
Have a chat, chat, talk, converse
have a talk
to chat, talk
have a chat

Tom, I want to have a chat with you. - Tom, seninle sohbet etmek istiyorum.

They gathered together to have a chat. - Sohbet etmek için bir araya toplandılar.

to have a chat, to chat
confabulate
chatter
chipper
confab
forgather
sohbet et
{f} chat

Bill and John like to get together once a month to chat. - Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

We had a chat for a while. - Biz bir süre sohbet ettik.

التركية - التركية
Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yârenlik etmek, hasbihâl etmek
(Osmanlı Dönemi) ZİBAC
hoşbeş etmek
sohbet etmek
المفضلات