It was nice to converse with her.
- Onunla sohbet etmek güzeldi.
She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
- O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
Bill and John like to get together once a month to chat.
- Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
It was good chatting like old times. Let's talk again some time.
- Eski günlerdeki gibi sohbet etmek iyiydi. Bir ara yine konuşalım.
We want to talk with you.
- Seninle sohbet etmek istiyoruz.
It was nice to converse with her.
- Onunla sohbet etmek güzeldi.
Tom, I want to have a chat with you.
- Tom, seninle sohbet etmek istiyorum.
They gathered together to have a chat.
- Sohbet etmek için bir araya toplandılar.
Bill and John like to get together once a month to chat.
- Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
We had a chat for a while.
- Biz bir süre sohbet ettik.