Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.
- Tom soaked in the bathtub.
Yağmur elbiselerimi sırılsıklam etti.
- The rain soaked through my clothes.
Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.
- The clothes soaked in water overnight were heavy.
Tom tamamen yağmurla ıslanmıştı.
- Tom was completely soaked by the rain.
Tom'un babası biraz ayyaştır.
- Tom's father's a bit of a soak.
I got soaked this morning because I didn't have an umbrella.
The water soaked into my shoes and gave me wet feet.
I soaked up all the knowledge I could at university.