Tom'un babası biraz ayyaştır.
- Tom's father's a bit of a soak.
Gemideki yük sırılsıklam oldu.
- The freight on the ship got soaked.
Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.
- Tom soaked in the bathtub.
Tom eve sırılsıklam geldi.
- Tom came home soaking wet.
Tom eve sırılsıklam ve yorgun geldi.
- Tom came home soaking wet and exhausted.
Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.
- The clothes soaked in water overnight were heavy.
Tom iliklerine kadar ıslanmıştı.
- Tom was soaked to the skin.
The water soaked into my shoes and gave me wet feet.
I soaked up all the knowledge I could at university.
Soak the beans overnight before cooking..
I'm going to soak in the bath for a couple of hours.
... soak up the colorful atmosphere ...