O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Okula gidiyoruz çünkü öğrenmek istiyoruz.
- We go to school because we want to learn.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- I called a cab, because it was raining.
Kötü hava yüzünden, o gelemedi.
- Because of the bad weather, he couldn't come.
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
Simon set the house on fire where he was born, because nobody should point at it.