تعريف so gut wie في الإنجليزية التركية القاموس.
- as good as
- gibi (olmak): We've as good as finished. Bitirmiş gibiyiz. It's as good as new. Yeni gibi oldu
- as much as
- olduğu kadar
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın.
- If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.
- all but
- hemen hemen
Hemen hemen işi bitirdi.
- He has all but finished the work.
- as good as
- hemen hemen
Gözlüksüz o hemen hemen kördür.
- Without her glasses she was as good as blind.
Tom ve Mary hemen hemen evlidir.
- Tom and Mary are as good as married.
- as good as
- neredeyse
İşim neredeyse bitti.
- My work is as good as done.
Sorun neredeyse çözüldü.
- The problem is as good as settled.
- as good as
- aynen
- all but
- az daha; -den başka
- all but
- az daha, az kalsın, neredeyse: "She was so angry that she all but slapped me. - O kadar kızdı ki beni neredeyse tokatlayacaktı."
- all but
- -den gayri hepsi, ... dışında hepsi: "We have interviewed all but two of the candidates. - Adayların ikisi dışında hepsiyle görüştük."
- all but
- haricinde ( in)
- all but
- neredeyse
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
- The party was all but over when I arrived.
Tom neredeyse vazgeçti.
- Tom has all but given up.
- all but
- az
- all but
- az kalsın
- all but
- -den gayri hepsi, ... dışında hepsi: We have interviewed all but two of the candidates. Adayların ikisi dışında hepsiyle görüştük
- all but
- az daha
- all but
- (deyim) az daha ,nerdeyse
- as good as
- (deyim) hemen hemen kesin ,neredyse