Şimdiye kadar beş kitap yazdı.
- He has written five books so far.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
O, şu ana kadar oldukça mutlu.
- So far, he has been extremely happy.
Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?
- How many computers have you had so far?
Sadece o kadar uzaklaşabilirsin.
- You can only go so far.
Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
- I've had a great life so far.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
How is your driving lessons? - So far, pretty good.
... it. And as far as currency manipulation, the currency ...
... to accept as objects of our sympathy was far more limited than it was today. Here’s ...