Biz parayı üçümüz arasında eşit olarak paylaştık.
- We shared the money evenly among the three of us.
Hesabı eşit olarak bölüşürler.
- They split the bill evenly.
İşitebilmek için önde oturdu.
- He sat in the front so as to be able to hear.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
He looked at her evenly.