He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
- O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
Tom hates raw onions.
- Tom çiğ soğanlardan nefret eder.
She planted the flower bulb in the garden.
- O, bahçeye bir çiçek soğanı ekti.