Sigara içmeyi bıraktım.
- I'm giving up smoking.
Sigara içmeyi bıraktım.
- I've given up smoking.
O, sigara içerek kendini hasta ediyor.
- He's making himself sick by smoking cigarettes.
O, sigara içerek çocuklarını hasta ediyor.
- By smoking cigarettes, he's making his children sick.
Sigara içen adam O artık buraya gelmez dedi.
- The man who was smoking said, He doesn't come here any more.
Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
- After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.
Sigara içmeyi bıraktım.
- I've given up smoking.
Sigara içmeyi bıraktım.
- I'm giving up smoking.
ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak.
- In the U.S., you have the option, when you enter a restaurant, to sit in the smoking or non-smoking section.
Sigara içilen bölümde bir koltuk istedim.
- I asked for a seat in the smoking section.
Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.
- The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.
Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.
- You must go outside if you want to smoke.
Burada sigara içmek yasaktır.
- It's not OK to smoke here.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- There's no smoke without fire.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- There is no smoke without fire.
Eşi, bir baca gibi sigara içiyor.
- Her husband smokes like a chimney.
Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
- After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.
O, sigara içmek için durdu.
- She stopped to smoke.
O kadar çok sigara içmesen iyi olur.
- You had better not smoke so much.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Elektronik sigaradan çıkan duman miktarı hiç fena değil.
- The amount of smoke that comes out of an electronic cigarette isn't bad at all.
Tütün dumanı kanser yapıcıdır.
- Tobacco smoke is productive of cancer.
Tütün içmekten hoşlanır.
- She likes to smoke tobacco.
O, sigara içmek için durdu.
- She stopped to smoke.
Eşi, bir baca gibi sigara içiyor.
- Her husband smokes like a chimney.
Tom sarı hardallı kraker üzerinde füme sardalya yemeyi sever.
- Tom likes to eat smoked sardines on crackers with yellow mustard.
Çok fazla sigara içmek sağlık için iyi değil.
- It is not good for the health to smoke too much.
O, sigara içmek için durdu.
- She stopped to smoke.
Sigara kullanmak yasaktır.
- It is forbidden to smoke.
Burada sigara içilmez.
- There is no smoking here.
Tiyatroda sigara içilmez.
- No smoking in the theater.
Onun purosundan bir duman halkası havaya doğru uçtu.
- A ring of smoke floated from his cigar into the air.
O, öğle yemeğinden sonra bir puro içti.
- He smoked a cigar after lunch.
Someone got smoked last night.
Smoking is permitted.
That woman is smoking-hot.
We have a theory, but we haven't found a smoking gun yet.
The park is an anti-smoking zone.
smoke colour:.
The excitement behind the new candidate proved to be smoke.
Do you smoke?.
He's smoking his pipe.
The smoke of controversy.
He got smoked by the mob.
You'll need to smoke the meat for several hours.
I lit a pipe and had a good long smoke, and went on watching.
The horn section was really smokin' on that last tune.
Chris keeps it up and he'll be smoked.
I've never smoked a cigarette in my life.
- I have never smoked a cigarette in my life.
I have never smoked a cigarette in my life.
- I've never smoked a cigarette in my life.
... not really being a smoking French doctor probably makes you the sexiest man in ...
... but also timing how'd you get someone to give up smoking well ...