O babası kadar ustaca kayak yapabilir.
- He can ski as skilfully as his father.
Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
- You really are quite a skillful investigator.
Tom bunu yapmada becerikli.
- Tom is skillful at doing that.
Bir insan ne kadar çok yetenek öğrenirse, topluma o kadar daha çok katkıda bulunur.
- The more skills one masters, the greater contribution one can make to society.
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
- Students should develop their reading skills.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
- A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
O, babası kadar ustaca kayar.
- He can ski as skillfully as his father.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.
Homer diğer bütün şairlere ustaca yalan söyleme sanatını öğretti.
- Homer has taught all other poets the art of telling lies skillfully.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Tom insani becerilerini geliştirmeli.
- Tom needs to improve his people skills.
Tom bir fotoğrafçı olarak becerilerini geliştirmek istedi.
- Tom wanted to hone his skills as a photographer.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
O babası kadar ustaca kayak yapabilir.
- He can ski as skilfully as his father.
Kız parmakları ile yeteneklidir.
- The girl is skillful with her fingers.
Tom yetenekli bir sürücüdür.
- Tom is a skillful driver.
And I am skiller than you.