تعريف sizsiniz في التركية الإنجليزية القاموس.
- you're
- you are
You're smarter than I am.
- You're is the usual spoken form of `you are'. Go to him, tell him you're sorry I think you're expecting too much of me. the short form of 'you are'
- {f} you exist, you live, you occupy a certain position, you exist in a certain state
- siz
- you
I do not understand you.
- Siz insanları anlamıyorum.
Are you a teacher or a student here?
- Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- siz
- without
People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought.
- İnsanlar sizin hakkınızda duydukları bütün iyi şeyleri sorgulayacak fakat bütün kötü şeylere tereddüt etmeden inanacaklardır.
Tom wouldn't leave without your permission.
- Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
- siz
- out of
I think we're out of your size.
- Sanırım sizin bedeniniz bitti.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
- siz
- {i} ye
- siz
- bereft
- siz
- non
That's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
It's none of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- siz
- thee
- siz
- {f} leak
- siz
- innocent of
- siz
- in
- siz
- sine
- siz
- void of
- siz
- sans
- siz
- lacking
- siz
- wanting
- siz
- devoid of
- siz
- un
- siz
- ex
- siz
- with no
- siz
- guiltless
