I think these are yours.
- Sanırım bunlar sizinkiler.
I need a pencil. Can I use one of yours?
- Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
I do not understand you.
- Siz insanları anlamıyorum.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
I'd never borrow anything of yours without asking first.
- Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam.
Ordering from catalogs saves you time and money without requiring you to leave the house.
- Kataloglardan sipariş verme evden ayrılmanızı gerektirmeden size zaman para kazandırır.
Your ideas are all out of date.
- Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
I think we're out of your size.
- Sanırım sizin bedeniniz bitti.
None of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
None of the money is yours.
- Paranın hiçbiri sizin değil.
Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
I want a jacket shaped like yours.
- Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.