Fadil lived in a housing development near Cairo.
- Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
Tom found the report on a current website.
- Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.
In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling.
- Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.
She taught me how to make a web site.
- Bana web sitesi yapmayı öğretti.
Would you mind putting a link on your web page to our company's web site?
- Web sayfana bizim şirketin web sitesi ile ilgili bir link koyar mısın?
She taught me how to make a web site.
- Bana web sitesi yapmayı öğretti.
Would you mind putting a link on your web page to our company's web site?
- Web sayfana bizim şirketin web sitesi ile ilgili bir link koyar mısın?
Fadil lived in a housing development near Cairo.
- Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
Fury at plan to site homeless hostel near top Capital school.
Ine þe kyng had a sonne, his name Adellus./Dede he toke & he died, als it salle do vs./Sorow & site he made, þer was non oþer rede,/For his sonne & heyre, þat so sone was dede.
Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
- Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.
- They began to develop a new industrial site near the river.
Siteye bağlantı yazabilir misiniz?
- Would you be able to write down the link to the site?
İnternet'te hiçbir siteye gerçek adımı vermem.
- I don't supply my real name to any site on the Internet.
Jamal şantiyeden kovuldu.
- Jamal was fired from the construction site.
Jamal içki almaya gitmek için şantiyeden ayrıldı.
- Jamal left the construction site to go get a drink.
Bana web sitesi yapmayı öğretti.
- She taught me how to make a web site.
Web sayfana bizim şirketin web sitesi ile ilgili bir link koyar mısın?
- Would you mind putting a link on your web page to our company's web site?
Bir UNESCO Dünya Mirası Yeri olarak listelenen şehir merkezine bir ziyaret bir zorunluluktur.
- A visit to the city centre, listed as a UNESCO World Heritage Site, is a must.
Dan makineleri sökülecekleri bir yere gönderdi.
- Dan sent the machines to a site where they would be dismantled.
Sizin mevkiniz kediden hoşlanan insanlara hitap ediyor.
- Your site appeals to people who are interested in cats.