Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
Kızkardeşini görmek istiyorum.
- I want to see your sister.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
My little woman, said her husband dubiously, are you quite sure you're better? Or are you, Sophia, about to break out in a fresh direction?.
A curtain of mist blocked our view.
- Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.
The mist was so dense that I could not see even an inch ahead.
- Sis o kadar yoğundu ki bir inç önümü bile göremiyordum.
I can't see the road signs in this fog.
- Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
I could see nothing but fog.
- Sisten başka bir şey göremedim.
The air was infected with photochemical smog.
- Hava fotokimyasal sis ile enfekte edildi.
The accident was due to the smog.
- Kaza kirli sis nedeniyle oldu.
... please turn it down to study no can do sis ...