I get angry when my boyfriend talks to other girls.
- Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
John tends to get angry when he doesn't have his own way.
- John kendi tarzıyla yapmazsa, sinirlenme eğilimindedir.
Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
He became forgetful, which annoyed him intensely.
- O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
Tom's way of speaking gets on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
Tom's way of speaking got on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.
His face turned red with anger.
- Yüzü sinirden kızardı.
He was red with anger.
- Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
He lost his temper and hit the boy.
- Sinirlendi ve çocuğa vurdu.
Nervous people will scratch their heads.
- Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.
A nervous person will not be fit for this job.
- Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
Why are you annoying your sister?
- Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
That's really annoying.
- O gerçekten sinir bozucu.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.