الإنجليزية - التركية
تعريف single; unmarried, or in widowhood في الإنجليزية التركية القاموس.
- lone
- yalnız
Yalnız bir hayat yaşadı.
-She lived a lonely life.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
-She always comforted herself with music when she was lonely.
- lone
- {s} kimsesiz
- lone
- {s} tek
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
-He lives in this lonely place by himself.
Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.
-Just because I'm alone doesn't mean I'm lonely.
- lone
- tek başına mücadele eden siyasi aday
- lone
- ıssız
Tom olmadan burası çok ıssız olacak.
-It's going to be very lonely here without Tom.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
-He lives in this lonely place by himself.
- lone
- lone hand kağıt oyununda refakatsiz oynayan kimse
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف single; unmarried, or in widowhood في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- lone
single; unmarried, or in widowhood
الواصلة
single; unmarried, or in wid·ow·hoodالنطق
Resimler
المفضلات