الإنجليزية - التركية
تعريف simple past tense and past participle of point في الإنجليزية التركية القاموس.
- pointed
- sivri uçlu
- pointed
- {s} sivri
Bir sıçan uzun, sivri dişleri ve uzun bir kuyruğu olan küçük bir hayvandır.
-A rat is a small animal with long, pointed teeth and a long tail.
Tilkinin uzun bir kuyruğu ve sivri kulakları vardır.
-The fox has a long tail and pointed ears.
- pointed
- {f} işaret et
Tom dağlara doğru işaret etti.
-Tom pointed towards the mountain.
O, parmağıyla onu işaret etti.
-She pointed her finger at him.
- pointed
- maksatlı/sivri uçlu
- simple past tense
- (Dilbilim) geçmiş zaman
- pointed
- anlamlı
- simple past tense
- -di'li geçmiş zaman
- pointed
- 1. sivri uçlu2. keskin, nüfuz edici, tesirli3. özel anlam ifade eden, manalı
- pointed
- {s} yerinde
- pointed
- {s} kesin
- pointed
- {s} dokunaklı
- pointed
- (sıfat) sivri, sivri uçlu, uçlu, keskin, dokunaklı, iğneli, anlamlı, sert, kesin, isabetli, yerinde
- pointed
- nüfuz edici
- pointed
- {s} sert
- pointed
- belirli bir şahsı veya şeyi hedef alarak
- pointed
- {s} isabetli
- pointed
- özel anlam ifade eden
- pointed
- tesirli
- pointed
- poin aç/doğrult/işaret et
- pointed
- {s} keskin
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف simple past tense and past participle of point في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- pointed
simple past tense and past participle of point
الواصلة
sim·ple past tense and past par·ti·ci·ple of pointالنطق
Resimler
السابق
المفضلات