Tom ve Mary birbirinden nefret etmişti.
- Tom and Mary were disgusted with each other.
Tom bıkkın görünüyordu.
- Tom seemed disgusted.
Tom bıkkın görünüyordu.
- Tom looked disgusted.
İğrenmiştim ve hayal kırıklığına uğramıştım.
- I'm disgusted and disappointed.
Tom yere düşen biraz yiyeceği yediğinde Mary iğrenmiş görünüyordu.
- When Tom ate some food that had fallen on the floor, Mary looked disgusted.
Tom ve Mary birbirinden nefret etmişti.
- Tom and Mary were disgusted with each other.