Bu telefon faks makinesine bağlıdır.
- This telephone is connected to the fax machine.
Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
- What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
İki şehir bu otoyol ile birbirine bağlandı.
- The two cities are connected by this highway.
Hayatımda ilk defa birine bu kadar bağlandığımı hissettim.
- It's the first time in my life I've felt so connected with someone.
Bu onunla nasıl bağlantılı?
- How is this connected to that?
Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
- Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.
- Mary collects anything that's connected with squirrels.