O, sabun kabarcıklarını üfledi.
- He blew soap bubbles.
Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
- Soap helps remove the dirt.
Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
- Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.
Onlar ellerini sabunla yıkar.
- They wash their hands with soap.