O sık sık ahmakça sorular sorar.
- She often asks silly questions.
Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
- Are you a movie star now? No, silly.
Şapkan saçma görünüyor.
- Your hat looks silly.
Saçmalama, onu yapamam.
- Don't be silly. I can't do it.
Size böyle aptalca bir soru sorduğum için utanıyorum.
- I'm ashamed to ask you such a silly question.
O, sık sık aptalca sorular sorar.
- He often asks silly questions.
John was prosperous and his helpless, silly father could be of no use to him.