Bu şimdiye kadar duyduğum en aptalca şey.
- That's the silliest thing I've ever heard.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
- It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
O, sık sık aptalca sorular sorar.
- He often asks silly questions.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
- Are you a movie star now? No, silly.
Saçmalama, onu yapamam.
- Don't be silly. I can't do it.
Sana saçma bir soru sormalıyım.
- I need to ask you a silly question.
O sık sık ahmakça sorular sorar.
- She often asks silly questions.
O sık sık ahmakça sorular sorar.
- She often asks silly questions.
The impact of the ball knocked him silly.
The newlyweds called each other silly little nicknames.
I made a very silly mistake.
John was prosperous and his helpless, silly father could be of no use to him.
For, if we justly call each silly man / A little island, What shall we call thee than?.
A silly man, in simple weedes forworne, / And soild with dust of the long dried way; / His sandales were with toilesome trauell torne, / And face all tand with scorching sunny ray .