sigorta

listen to the pronunciation of sigorta
التركية - الإنجليزية
fuse

Tom certainly has a short fuse. - Kesinlikle Tom'un sigortası atmış.

Why don't you mend that fuse? - Niçin o sigortayı tamir etmiyorsun?

(Hukuk) insurance

Can I use my medical insurance? - Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?

Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected. - Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.

insurance (e.g. life insurance, health insurance)
assurance
safety fuse
(Askeri) braker
insurabile
insure

Insure your house against fire. - Evinizi yangına karşı sigortalayın.

He insured himself for a rainy day. - O kötü bir gün için kendini sigortalattı.

(Ticaret) franchise
(Elektrik) fuse
insurable
fuze
(Tekstil) circuit breaker
cover

Tom is no longer covered by his parents' health insurance. - Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.

My house is covered by insurance. - Benim evim sigortalıdır.

to fuse
sigorta kapsamı
coverage
sigorta ettirmek
insure

I would like to insure this package. - Bu koliyi sigorta ettirmek istiyorum.

sigorta primi
insurance
sigorta atmak
blow
sigorta bedeli
(Sigorta,Ticaret) sum insured
sigorta borcu
(Ticaret) insurance liability
sigorta eden
insurer
sigorta edilen
insured
sigorta edilen
risk
sigorta konusu
(Sigorta) subject matter of insurance
sigorta oranı
(Ticaret) insurance rate
sigorta planı
(Sigorta) insurance plan
sigorta primi
(Ticaret) insurance charges
sigorta primi
(Ticaret) social security contribution
sigorta primi
premium

You pay 10,000 yen a month as an insurance premium. - Sen sigorta primi olarak ayda 10.000 yen ödüyorsun.

sigorta riski
(Ticaret) insurance risk
sigorta senedi
(Sigorta) policy
sigorta süresi
(Sigorta) insurance period
sigorta teli
(Elektrik, Elektronik,Teknik) fuse wire
sigorta ücreti
premium
sigorta etmek
insure
sigorta aidatı
insurance fee
Sigorta Teftiş Kurulu
(Hukuk) Insurance Supervisory Board
sigorta acentası
insurance agent
sigorta akdi
(Sigorta) contract of insurance
sigorta akdi
(Hukuk) insurance contract
sigorta atmak
(fuse) to blow
sigorta bedeli indemnity, compensation, money paid
by an insurance company to a policyholder in case of loss
sigorta belgesi
policy
sigorta bloku
fuse block
sigorta bürosu
(Sigorta) insurance department
sigorta değeri
insurable value
sigorta doktoru
panel doctor
sigorta duyu
fuse socket
sigorta edilebilir
insurable
sigorta edilebilirlik
insurability
sigorta edilemez
uninsurable
sigorta edilmemiş
uninsured
sigorta eksperi
insurance surveyor
sigorta etmek
ensure
sigorta etmek
to insure
sigorta etmek
to insure, to assure, to cover
sigorta etmek
underwrite
sigorta ettirmek
indemnify
sigorta ettirmek
to insure, to assure
sigorta fonu
(Sigorta) insurance fund
sigorta göbeği
fuse plug
sigorta harcı
(Ticaret) insurance fee
sigorta hesabı
(Sigorta) underwriting account
sigorta hesabı
(Sigorta) insurance account
sigorta hizmetleri
(Hukuk) insurance services
sigorta hukuku
insurance law
sigorta istatistikleriyle ilgili
actuarial
sigorta işi
(Sigorta) business of insurance
sigorta işi
(Ticaret) insurance business
sigorta karı
(Sigorta) insurance profit
sigorta kesici
(Elektrik, Elektronik) fuse breaker
sigorta kiti
fuse kit
sigorta komisyoncusu
insurance broker
sigorta kurumu
insurance bank
sigorta kutusu
fuse box
sigorta kutusu nerede
Where is the fuse box
sigorta maşası
fusengs
sigorta maşası
(Otomotiv) fuse puller
sigorta maşası
(Elektrik, Elektronik,Teknik) fuse tongs
sigorta mevzuu
(Sigorta) object of insurance
sigorta ofisi
insurance office
sigorta olmak
to be insured, be covered by an insurance policy
sigorta olmak
to insure
sigorta paneli
(Otomotiv) fuse panel
sigorta panosu
fuseboard
sigorta payı
(Sigorta) insurance share
sigorta poliçesi
insurance certificate
sigorta poliçesi
insurance policy
sigorta poliçesini imzalama
underwriting
sigorta primi
insurance premium
sigorta sahası
(Sigorta) insurance district
sigorta sözleşmesi
(Hukuk) insurance contract
sigorta sınıfı
(Sigorta) class of insurance
sigorta tablosu
fuse panel
sigorta takımı
fuse kit
sigorta talebi
car insurance claim
sigorta tazminat talebi
insurance claim
sigorta tutucu
fuse holder
sigorta uzmanı
actuary
sigorta verisi
(Bilgisayar) insurance data
sigorta yeri
(Sigorta) place of insurance
sigorta yuvası
fuse holder
sigorta şirketi
insurance company
sigorta şirketi
the insurers
geçici sigorta makbuzu
cover note
birlikte sigorta
(Sigorta) coinsurance
dahili sigorta işlemi
(Ticaret) self insurance
eksik sigorta
(Ticaret) under-insurance
milli sigorta
(Sigorta,Politika, Siyaset) national insurance
sigortalar
fuses
termik sigorta
(Otomotiv) thermal fuse
toplu sigorta
(Ticaret) comprehensive insurance
vadeli sigorta
(Ticaret) term insurance
yedek sigorta
(Otomotiv) spare fuse
zorunlu sigorta
(Ticaret) obligatory insurance
sigorta atmak
blow a fuse
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi
(Finans) Banking and Insurance Transactions Tax (BITT)
banka sigorta muamele vergisi
banking insurance transaction tax
banka sigorta muamele vergisi
bank insurance transaction tax
sosyal sigorta
Social security
bedel-sigorta-navlun
(Hukuk) CIF (cost-insurance-freight)
blok sigorta
(Ticaret) block insurance
cari sigorta
current insurance
cif mal bedeli+sigorta+navlun
(Ticaret) c.i.f cost+insurance+freight
genel sigorta
blanket insurange
hudutsuz sigorta
fin . unlimited insurance
ilave sigorta
(Ticaret) complementary insurance
ilave sigorta
(Ticaret) extra insurance
ilave sigorta
(Ticaret) additional insurance
kartuş sigorta
cartridge fuse
karşılıklı sigorta
mutual insurance
kurşun sigorta
safety-fuse
kısmi sigorta
(Ticaret) partial insurance
lloyd üyesi sigorta acentesi
(Sigorta) lloyd’s broker
lloyd's sigorta sertifikaları
(Sigorta) lloyd's certificates
mecburi sigorta
(Kanun) compulsory insurance
mevduat ve tasarruf sigorta fonu
(Hukuk) deposit and savings insurance fund
mini sigorta
miniature breaker
müşterek sigorta
coinsurance
otomatik sigorta
circuit breaker
sosyal sigorta
social securitry
sosyal sigorta
social insurance
sosyal sigorta numarası
social securitry number
suçlu aramadan ödeme yapan sigorta
no fault insurance
tapu sigorta şirketi
(Sigorta) title insurance underwriter
telli sigorta
wire fuse
toplu sigorta
group insurance
ulusal sigorta kartı
(Ticaret) national insurance card
yedek sigorta kutusu var mı
Are there any spare fuses
yenilenmiş sigorta
reassurance
yetkisiz sigorta
(Sigorta) unauthorized insurance
zorunlu sigorta
compulsory insurance
çifte sigorta
double insurance
ücrete sigorta dahil mi
Does the price include insurance
şerit sigorta
strip fuse
التركية - التركية
Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen
Bu tür sözleşmeleri yapan şirket. Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen: "Bir hatta giden sigorta yanarsa o hattın lambaları soner."- S. F. Abasıyanık
Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için, önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi: "İsveç'te çok sağlam bir sigorta sistemi var."- H. Taner
Bu tür sözleşmeleri yapan şirket
(Ahlak Bilimi) güvence
sigorta etmek
Bir şeyi, bir kimseyi ileride olabileceği düşünülen kazanın zararını gidermek için sigortaya bağlamak
sigorta olmak
Bir kimse veya bir şey ileride olabileceği düşünülen kazanın zararını gidermek için sigortaya bağlanmak
sigorta poliçesi
Sigortalı ile sigorta şirketi arasında tarafların karşılıklı hak ve borçlarını gösteren ve sözleşmenin kanıtlanması amacıyla düzenlenen belge
sigorta primi
Sigortacının sağlamış olduğu güvenceye karşılık olarak sigortalının ödediği ücret
BİRDEN ÇOK SİGORTA
(Hukuk) Bir menfaatin aynı zamanda birden çok sigorta şirketine sigorta ettirilmesi
otomatik sigorta
Fazla akım geçtiğinde manyetik veya termik mekanizmalarla devreyi açan alet
sosyal sigorta
Bir işte ücret karşılığı çalışanların sağlığını, geleceğini güvence altına almak amacıyla kazançlarından bir bölümü kesilerek yapılan sigorta, işçi sigortası
zorunlu sigorta
Mecburî olarak yaptırılan sigorta
الإنجليزية - التركية

تعريف sigorta في الإنجليزية التركية القاموس.

sigorta poliçesi
ınsurance policy
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi
Banking and ınsurance transactions tax
sigorta
المفضلات