Önemli bir karar aldı.
- He has made a significant decision.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
- The life in the university is significant.
Her sözcük anlamlıdır.
- Every word is significant.
... then designing computers to override their owner's decisions has significant human rights ...
... The voyage is not just significant in American history. ...