Kanama olmadığından emin olmalıyız.
- Wir müssen sicher sein, dass keine Blutung vorhanden ist.
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
- Wie kannst du dir so sicher sein?
Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.
- Du solltest deine Wertsachen an einem sicheren Ort aufbewahren.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.
- Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir.
- He is threatened by a certain gangster.
Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.
- I can trust him to a certain extent.
Buraya ne zaman geldiği kesin değil.
- It is not certain when he came here.
Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
- Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
- Ted was certain of winning the game.
Ona belli bir genç doktor tarafından bakıldı.
- He was taken care of by a certain young doctor.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Browsers are not all secure.
- Nicht alle Browser sind sicher.
Don't climb that ladder - it's not secure.
- Steig nicht auf diese Leiter, sie ist nicht sicher!
Please make sure that your seat belt is securely fastened.
- Bitte vergewissern Sie sich, dass Ihr Sicherheitsgurt fest geschlossen ist.
Against all expectations, the Apollo spacecraft made it safely back to Earth.
- Entgegen allen Erwartungen kehrte die Raumfähre Apollo sicher zur Erde zurück.
Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.
- Jeder Mann, der sicher fahren kann, während er eine schöne Frau küsst, schenkt dem Kuss einfach nicht die Aufmerksamkeit, die er verdient.
He'll be safe with me.
- Er wird bei mir sicher sein.
You'll be safe with her.
- Bei ihr wirst du sicher sein.