Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin.
- You must answer for your careless conduct.
Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.
- Careless as she was, she could never pass an examination.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.
- The actions she took were too careless, and she was left defenseless.
Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.
- It was careless of you to forget your homework.
Kapıyı kitlemeyi unutmak benim ihmalkarlığımdı.
- It was careless of me to forget to lock the door.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.
- He drove carelessly and had an accident.
Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.
- I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it.