Bağırmak istemiyorum.
- I don't want to shout.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Bağırma sesi giderek zayıfladı.
- The sound of shouting grew faint.
Bağırmanıza gerek yok. Sizi duyabiliyorum.
- You don't have to shout. I can hear you.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
O yüksek sesle güvende olduğunu söyledi.
- She shouted that she was safe.
Dikey kayalıklardan uzak durun! o bağırdı.
- Keep away from the vertical cliff! she shouted.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Man at the bar cos it was his shout.
... ( shouts, grunts ) ...