Bağırmak zorunda değilsin.
- You don't have to shout.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
- Shouting at your computer will not help.
Bağırmanıza gerek yok. Sizi duyabiliyorum.
- You don't have to shout. I can hear you.
Bağırma sesi giderek zayıfladı.
- The sound of shouting grew faint.
Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
- He shouted at the top of his voice.
Ellerinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdılar.
- They shouted as loudly as they could.
Dikey kayalıklardan uzak durun! o bağırdı.
- Keep away from the vertical cliff! she shouted.
Biri yardım için bağırıyor.
- Someone is shouting for help.
Man at the bar cos it was his shout.