تعريف shines في الإنجليزية التركية القاموس.
- parlıyor
- shine
- parlatmak
Bugün parlatmak için bizim günümüzdür.
- Today is our day to shine.
- shine
- parlamak
- shine
- parıldamak
- shine
- {i} parlaklık
- shine
- saçmak
- shine
- ısınmak
- shine
- ışık yansıtmak
- shine
- şavkımak
- shine
- (Denizbilim) çakmak
- shine
- düzen
Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.
- Rain or shine, the athletic meet will be held.
- shine
- cila
Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.
- I have to shine my shoes.
Lütfen bu ayakkabıları cilala.
- Please shine those shoes.
- make hay while the sun shines
- yağmur yağarken küpünü doldurmak
- shine
- parlatma
Bugün parlatmak için bizim günümüzdür.
- Today is our day to shine.
- shine
- {f} parla
Ayakkabılarımı iyice parlat.
- Give my shoes a good shine.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
- Susan shined your father's shoes.
- shine
- cilalama
Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.
- I have to shine my shoes.
- shine
- ışıldamak
- shine
- {i} parıltı
- shine
- özünü göstermek
- Make hay while the sun shines
- Yağmur yağarken küpünü doldur
- shine
- ışık
Beyaz ışık prizmada parladığı zaman, ışık tüm renklerine ayrılır.
- When white light shines through a prism, the light is separated into all its colors.
Işık karanlıkta parlar.
- The light shines in the darkness.
- woman who shines shoes (andes)
- ayakkabı (andes parlar kadın)
- make hay while the sun shines
- fırsat varken yapmak
- make hay while the sun shines
- (deyim) su akarken testiyi doldurmalı
- make hay while the sun shines
- fırsattan istifade etmek
- make hay while the sun shines
- (deyim) şansını değerlendirmek
- make hay while the sun shines
- (deyim) şansını kullanmak
- make hay while the sun shines
- (deyim) fırsattan yararlanmak
- shine
- {f} (shone/eski --d)
- shine
- {f} sivrilmek
- shine
- parlak olmak
- shine
- {f} ışık saçmak
- shine
- ısınma
- shine
- ABD
- shine
- revnak
- shine
- {f} cilalamak
Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.
- I have to shine my shoes.
- shine
- {f} (biri) (belirli bir konuda) çok başarılı
- shine
- {f} ışımak
- shine
- {f} (bir ışığı) (bir yere) çevirmek
- shine
- oyu
Ne olursa olsun, oyun oynanacak.
- The game will be held rain or shine.
Oyun her halukârda oynanacak.
- The game will be played rain or shine.
- shine
- seçkin bir şahsiyet olmak
- shine
- mümtaz olmak
- shine
- cilalanmak