shaper, maker, one that gives form to

listen to the pronunciation of shaper, maker, one that gives form to
الإنجليزية - التركية

تعريف shaper, maker, one that gives form to في الإنجليزية التركية القاموس.

former
{s} önceki

Balığın ve etin besin değerleri yüksek ama ikincisi öncekine göre daha pahalıdır. - Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.

Tom Mary'nin önceki eşidir. - Tom is Mary's former husband.

former
evvelki
former
{i} gövde (uçak)
former
(Askeri) kalıplayıcı
former
kalıpçı
former
(Askeri) dökümcü
former
(Askeri) taslakçı
former
{i} sınıf öğrencisi
former
ilk

Filmin ilk yarısı sıkıcıydı. - The former half of the film was dull.

Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim. - Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.

former
{s} eski

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır. - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.

Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir. - The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.

former
(sıfat) önceki, eski, geçen, sabık, geçmiş
former
biçimlendirici şey veya kimse
former
{s} the birinci, ilk, ilk söylenen
former
öncel
former
former times geçmiş zaman
former
(isim) biçimlendirici, gövde (uçak), sınıf öğrencisi
former
önceki şey/kimse
former
eski günler
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} former