Benim ideal kadınım, düzgün, akıllı ve çok dillidir.
- My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.
Düşünceler, tarihin rotasını biçimlendirir.
- Ideas shape the course of history.
Bulut, ayı biçimindeydi.
- The cloud was in the shape of a bear.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
- Our political system was shaped by feudal traditions.
Siz benden daha çok formdasınız.
- You're in better shape than I am.
Şu an formda değilim.
- I'm not in good shape now.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.
- Music gives sound to fury, shape to joy.
Onun iş ilişkileri iyi durumda.
- His business affairs are in good shape.
Diş etleriniz kötü durumda.
- Your gums are in bad shape.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
- These books have defined and shaped our culture.
Sosyal normlar, davranışımızı şekillendirir.
- Social norms shape our behavior.
The professor never pretended to the academic prerogative of forcing his students into his own channels of reasoning; he entered into and helped shape the discussion but above all he made his men learn to think for themselves and rely upon their own intellectual judgments.
The used bookshop wouldn't offer much due to the poor shape of the book.
He cut a square shape out of the cake.
We exercise to keep in good physical shape.