sez

listen to the pronunciation of sez
التركية - الإنجليزية
gotten wind of
got wind of
{f} discerning
{f} divine
{f} sense

Sami sensed that something was very wrong. - Sami bir şeyin çok yanlış olduğunu sezdi.

Tom sensed that Mary was unhappy. - Tom, Mary'nin mutsuz olduğunu sezdi.

smell out
get wind of
smellout
intuit

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

He knew intuitively that she was lying. - O onun yalan söylediğini sezgisel olarak biliyordu.

الإنجليزية - الإنجليزية
Special Economic Zone