You want to watch a French movie, don't you?
- Bir Fransız filmi seyretmek istiyorsun, değil mi?
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
My brother likes watching scary movies.
- Erkek kardeşim korku filmleri seyretmeyi sever.
You want to watch a French movie, don't you?
- Bir Fransız filmi seyretmek istiyorsun, değil mi?
He could do nothing but watch.
- Seyretmekten başka bir şey yapamadı.
I want to see baseball on television this evening.
- Bu akşam televizyonda beyzbol seyretmek istiyorum.
I thought you'd want to see this movie.
- Bu filmi seyretmek isteyeceğini sandım.