الإنجليزية - التركية
تعريف sexual desire; strong desire, intense craving; enthusiasm, great enjoyment في الإنجليزية التركية القاموس.
- lust
- şehvet
Onu şehvetle arzuluyorum.
-I'm lusting after her.
Onu şehvetle arzuluyorum.
-I'm lusting after him.
- lust
- {f} şehvetli olmak
- lust
- kösnüllük
- lust
- şehvet duygusu
- lust
- kösnü
- lust
- arzulamak
- lust
- (for/after ile) sahip olmaya çalışmak
- lust
- {f} arzula
- lust
- (Tıp) Aşırı cinsel arzu, aşırı cinselistek, şehvet
- lust
- çok kuvvetli ve karşı konulamaz arzu
- lust
- {i} arzu
Onu şehvetle arzuluyorum.
-I'm lusting after her.
Şehvet, sahiplenme arzusunu doğurur. Sahiplenme de öldürme güdüsünü.
-Lust awakens the desire to possess. And that awakens the intent to murder.
- lust
- {f} arzulu olmak
- lust
- lust after şehvetle arzu etmek
- lust
- nefsaniyet
- lust
- {f} for/after -i şehvetle arzu etmek
- lust
- {i} seks düşkünlüğü
- lust
- hırs/şehvet
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف sexual desire; strong desire, intense craving; enthusiasm, great enjoyment في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} lust
sexual desire; strong desire, intense craving; enthusiasm, great enjoyment
الواصلة
sex·u·al desire; strong desire, in·tense craving; enthusiasm, great en·joy·mentالنطق
Resimler
المفضلات